Erdoğan: BM Genel Kurulu'nda İsrail'in yalnızlaştığını gördük, Filistin davası güçleniyor

Erdoğan: BM Genel Kurulu'nda İsrail'in yalnızlaştığını gördük Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD temaslarının ardından New York'tan dönüş yolunda uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu'ndaki gözlemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, Genel Kurul'da Türkiye'nin gündeme taşıdığı fotoğrafların yaşananları açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Genel Kurul'daki fotoğraflar ve insani tablo "Genel Kurul'da bir kez daha gördük ki İsrail zulmüyle, işlediği insanlık suçlarıyla artık yalnızlaşmaya başladı." Erdoğan, sözlerine bu vurguyla başlayarak, salonda gösterilen karelerin duyguları ve gerçeği ifade ettiğini söyledi. Erdoğan, fotoğrafların anlattıklarını örnekleyerek, bir çocuğun çaresiz halinin ve yıkıntılar arasındaki insanların görüntülerinin Gazze'nin durumunu açıkça ortaya koyduğunu ifade etti. "Sözün bittiği yerde fotoğraflar bizim hislerimize tercüman oluyor" şeklinde konuştu ve bu görüntülerin zulme sessiz kalanlara güçlü bir uyarı olduğunu belirtti. Filistin davasının uluslararası desteği Cumhurbaşkanı, Filistin davasının bugün dünden daha fazla bilindiğini ve vicdan sahibi kesimlerin tepkilerinin İsrail'i rahatsız ettiğini söyledi. Erdoğan, artık yalnızca birkaç ülkenin İsrail'in yanında durduğunu, çoğunluğun haklı-haksız ayrımını gördüğünü ifade etti. "Artık kimin haklı, kimin haksız, kimin mazlum, kimin zalim olduğunu gördükleri için bu tablo ortaya çıktı." Erdoğan, iki devletli çözüm çağrısına yönelik daha önce duyarsız kalanların bile benzer bir konum aldığını belirtti. Tanıma kararları ve uluslararası baskı Bir gazetecinin İngiltere ve Fransa'nın Filistin'i tanıma kararlarının ardından izleyecekleri politikaya dair sorusu üzerine Erdoğan, tanıma kararlarının anlamlı olduğunu ve bu kararların amacına ulaşması için İsrail'e yönelik uluslararası baskının artırılması gerektiğini söyledi. "Netanyahu ve katliam şebekesi ne derse desin, umut hep var." Erdoğan, Filistin'i tanıyan ülkelerde zalimlerin sesinin mazlumların çığlığını bastırmada yetersiz kaldığını vurguladı ve tanımanın gerektirdiği diplomatik adımların atılması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin diplomasi merkezi: Türkevi Erdoğan, Türkevi'nin New York'taki varlığının Türkiye'ye dostları en iyi şekilde ağırlama imkanı sağladığını belirtti. Türkevi'ni bir diplomasi merkezi olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı, burada gündemdeki önemli konuların ele alındığını ve çözüm arayışlarının somut temaslarla desteklendiğini söyledi. "Artık bizim Amerika'da böyle bütün dostları ağırlayabileceğimiz bir yerimiz var." Erdoğan, Türkevi'nde yürütülen görüşmelerin Türkiye'nin küresel arabuluculuk rolünü güçlendirdiğini, saha ve masada sonuç üreten bir diplomasi profilinin ortaya çıktığını kaydetti. Dış politika: Barış temelli yaklaşım Erdoğan, Türkiye'nin dış politikasının önceliğinin barış olduğunu vurguladı. "Öncelikle bizim dış politikamız barış temellidir." ifadelerini kullandı ve adil bir barışın herkes için kazanç sağladığına inandıklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı, Ukrayna-Rusya savaşı gibi örneklerle savaşların geniş kayıplara yol açtığını belirterek, Türkiye'nin Karadeniz Tahıl Koridoru, esir takasları ve İstanbul müzakereleri gibi girişimlerle somut sonuçlar alındığını aktardı. Erdoğan, akan kan durana kadar Türkiye'nin barış için çabalarını sürdüreceğini ifade etti. (Süreçteki değerlendirmeler ve görüşmelerle ilgili söyleşinin devamı gelecek.) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) New York kentindeki Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu temasları ve Washington'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinin ardından yurda dönüşünde, uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Uçakta Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de yer aldı.

Erdoğan: BM Genel Kurulu'nda İsrail'in yalnızlaştığını gördük, Filistin davası güçleniyor

Erdoğan, BM 80. Genel Kurulu'nda İsrail'in insanlık suçları nedeniyle yalnızlaştığını, Filistin davasının daha geniş kabul gördüğünü ve Türkiye'nin barış odaklı diplomasisini sürdürdüğünü söyledi.