Dünyanın Ormanları Yangın Tehdidi Altında
Dünyanın birçok bölgesinde etkili olan orman yangınları, küresel ısınmanın tetiklediği sıcak hava koşulları ve insan kaynaklı ihmaller nedeniyle giderek artan bir tehdit haline geldi. Ormanlar, "dünyanın akciğerleri" olarak bilinirken, bu değerli ekosistemlerin kaybı iklim değişikliği ile daha da hızlanmış durumda.
Avrupa'da Yangın Durumu
28 Temmuz itibarıyla, Avrupa Orman Yangınları Bilgi Sistemi'ne göre, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yılın başından bu yana 292.855 hektar ormanlık alan yangınlarda zarar gördü. Geçen yılın aynı dönemine göre bu kayıp, iki kat artış gösterdi.
AB ülkeleri arasında yangınların en fazla etkilediği ülke Romanya oldu. Ülkede bu yılki orman yangınları, 5 kat daha fazla zarar ile 123.000 hektarı aştı. İtalya'da ise yangınlarda zarar gören alan, geçen yıla göre yaklaşık 34.018 hektara çıkarken, Fransa'da bu rakam 23.471 hektara ulaştı.
AVRUPA ÜLKELERİNDE ORMAN YANGINLARI
Yoğun yangınların yaşandığı diğer ülkeler arasında Almanya, İspanya, Yunanistan ve Portekiz de bulunuyor. Almanya'da 2023'te orman yangınları 4.969 hektar alanı etkilerken, İspanya'da bu rakam 35.923 hektara, Yunanistan'da ise 18.360 hektara yükseldi.
AB dışındaki Avrupa ülkelerinde de durum pek iç açıcı değil. 29 Temmuz itibarıyla orman yangınları 536.000 hektar alanı etkiledi.
Dünyanın Diğer Bölgelerinde Yangınlar
Rusya, Brezilya, Kanada, Avustralya ve ABD gibi ülkelerde de orman yangınları ciddi kayıplara sebep olmaktadır. Rusya, 2001-2024 yılları arasında ortalama 2,6 milyon hektar ormanlık alanın yangınlar nedeniyle yok olduğunu kaydediyor. 2024'te bu rakam 4,35 milyon hektara kadar ulaşmıştır.
ABD'de ise yıllık ortalama 551.000 hektar ormanlık alan yangınlardan zarar görürken, kısmen etkileri azalmış gibi görünse de yangın tehditleri devam etmektedir.
Sonuç ve Gelecek Öngörüleri
Bu veriler ışığında, orman yangınlarıyla mücadele edilmesi ve iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için uluslararası iş birliğine ve acil eylemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Ormanların korunması, hem ekosistemlerin sağlığı hem de insanlığın geleceği için kritik bir öneme sahiptir.
