İstanbul'un Boşnaklarla Zenginleşen Kültürü
Balkanlar'dan göç eden Boşnaklar, 1950'li ve 60'lı yıllardan bu yana İstanbul'daki kültürel miraslarını yaşatmaya devam ediyor. Türkiye Bosna Sancak Derneği Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Hilmi Erdem ile Türkiye Bosna Sancak Derneği Başkan Vekili Ercan Gül, AA muhabirine verdikleri röportajda ailelerinin göç hikayesini ve İstanbul'a entegrasyon süreçlerini anlattılar.
Göç ve Zorluklar
Hilmi Erdem, 1966 yılında Karadağ'daki Rojaye şehrinden ailesiyle İstanbul'a göç ettiğini ve bu dönemi unutamadığını ifade etti. Göç etmek zorunda kalan ailelerin yaşadığı ayrılığın acısını birebir deneyimlediğini kaydeden Erdem, "Bu zorlukları çok net hatırlıyorum, o anlarda annemin gözyaşlarını görmek benim için çok derin bir anı" dedi.
Birinci Sınıf Vatandaşlık
Erdem, Türkiye'de yaşadıkları deneyimleri değerlendirerek, "Bu ülke bizi birinci sınıf vatandaşı olarak gördü. Bunun için minnettarız" sözlerini kullandı. İstanbul'un tarihi kozmopolit yapısının kendilerini kolayca kabul ettiğini belirten Erdem, "Burada herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadım. Bu zenginlik yalnızca kültürel çeşitlilik değildir, aynı zamanda toplumsal birlikteliğimizin bir göstergesidir" şeklinde konuştu.
Memleket Hasreti ve Boşnak Mutfağı
Ercan Gül, ailesinin 1958'de Sırbistan'dan İstanbul'a göç ettiğini ve kendisinin 1964 yılında burada doğduğunu belirtti. Gül, sık sık Bosna Hersek’e gittiklerini ve oraya duyduğu özlemi dile getirerek, "Saraybosna'ya olan özlemimiz, Boşnak mutfağını İstanbul'a taşımamızla sonuçlandı" dedi. Ailelerin Türk toplumuyla olan ilişkilerine de değinen Gül, "Biz tarih boyunca bu ülkenin bir parçasıydık. Türkiye'nin bize sağladığı hoşgörü ile her zaman bir arada yaşadık" ifadelerini kullandı.
Balkan Bağları
Balkanlar ile Türkiye arasında kesintisiz bir aidiyet bağı olduğunu ifade eden Gül, "Özellikle Balkan coğrafyasından gelen insanlar arasında Türkiye sevgisi her zaman ön planda" dedi. Arkadaşlarıyla yaşadığı bir anıyı paylaşarak, Balkan toplumlarının Türkiye sevgisini vurgulayan Gül, "Pandemi döneminde Türkiye sevgisi üzerine tartıştık. Herkes çok sevgi besliyor, bu bizim kültürümüzün bir parçası" şeklinde konuştu.
Erdem ve Gül, İstanbul'da Boşnakların yaşattığı kültürel zenginliğin sadece bir etnik kökene dayanmadığını, aynı zamanda çok uluslu bir yapının parçası olarak geliştiğini belirtiyorlar. Boşnakların İstanbul'daki varlıkları, bu geniş kültürel mozaikte önemli bir yer tutmakta.