BMGK'de Katar ve Ürdün yetkililerinden sert tepki
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen "Orta Doğu'da durum" oturumunda konuşan Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, İsrail'in Katar'daki saldırısını şiddetle kınadı. Yetkililer, saldırının bölgesel barış ve egemenlik açısından yol açtığı tehdidi vurguladı.
Al Sani: "haince bir hedef alma"
Katar Başbakanı Al Sani, İsrail'in Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya düzenlediği operasyonu "haince bir hedef alma" olarak nitelendirdi. Al Sani, bu eylemin "bölgesel barış ve güvenliği tehdit ettiğini" belirtti ve "Katar'a yönelik saldırı, radikal bir hükümet tarafından bir devletin egemenliğinin ihlali anlamına geliyor ve uluslararası toplumu da büyük bir sınava tabi tutuyor" ifadelerini kullandı.
Al Sani, İsrailli liderlerin kendilerine verilen "dokunulmazlık garantisi" nedeniyle "kibir ve güç sarhoşluğu" içinde olduklarını kaydederek, ülkesinin insani ve diplomatik rolünü tereddüt etmeden sürdüreceğini, egemenliğinin ihlal edilmesine müsamaha göstermeyeceğini ve meşru yanıt hakkını saklı tuttuğunu ifade etti.
Ürdün'den sert suçlamalar: Eymen es-Safedi
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi de İsrail hükümetini "masumların kanına bulanmış haydut bir yönetim" olmakla suçladı. Safedi, İsrail'in eylemlerini "aşırılık ve nefrete dayanan, uluslararası hukuku hiçe sayan, kendini hukukun üstünde gören, ırkçı bir ideolojiyi dayatmak ve yayılmacı hedeflere ulaşmak için zulmü esas alan" bir yapı olarak tanımladı.
Safedi, "Uluslararası toplumun, İsrail'in böbürlenmesini dizginlemek ve tüm bölgeyi, felaket yaratacak eylemlerinden korumak için derhal ve etkili bir şekilde harekete geçmesinin zamanı geldi" diyerek, BM Güvenlik Konseyine insani değerlerin ve uluslararası hukukun korunması çağrısında bulundu. Ayrıca Safedi, saldıranın "dokunulmazlık hakkının bulunmadığını" ve "hiçbir devletin hukukun üstünde olmadığını" vurguladı.
BAE'den değerlendirme: Enver Gargaş
Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş, saldırıyı "Katar'ın egemenliğine ve Körfez ülkelerinin güvenliğine yönelik açık bir ihlal" olarak nitelendirdi. Gargaş, İsrail'in Katar'a yönelik pervasız saldırganlığının "ona barış sağlamayacağını" ve bunun "savaşın sona erdirilmesi ve barışa ulaşma şansını baltaladığını" belirtti.
Saldırı ve sonrasında
İsrail ordusu 9 Eylül'de Katar'ın başkenti Doha'da Hamas müzakere heyetinin bulunduğu binaya savaş uçaklarıyla saldırı düzenlemişti. Hamas, lider kadronun İsrail suikastından sağ kurtulduğunu; saldırıda Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye'nin oğlu, 4 Hamas üyesi ve bir Katar polisinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, saldırıdan bir gün sonra 10 Eylül'de yaptığı açıklamada, "Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz. Çünkü yapmazsanız, biz yapacağız." ifadeleriyle Katar'a tekrar saldırı tehdidinde bulunmuştu. Netanyahu, daha sonra Mossad ajanı Eli Cohen'in Suriye'de 1965'te yakalanarak idam edilmesinin yıl dönümü etkinliğindeki konuşmasında da "Mesaj açık: Sığınacak yeriniz yok. Size ulaşamayacağımız hiçbir yer yok." diyerek Hamas liderlerini hedef alacaklarını yineledi.
Konseydeki mesajların önemi
BMGK'deki konuşmalar, Katar, Ürdün ve BAE yetkililerinin ortak kaygısını ortaya koydu: konuşmacılar, egemenlik ihlallerinin bölgesel istikrarı zayıflattığını ve uluslararası hukukun etkin şekilde korunması gerektiğini vurguladı. Yetkililer, uluslararası toplumdan derhal ve etkili adımlar atılmasını talep ederek, çatışmanın bölgenin kaderi olmaması gerektiğini belirtti.
