Türkiye'de son zamanlarda art arda yaşanan depremler, deprem uzmanı Prof. Dr. Okan Tüysüz'ün dikkat çeken açıklamalarına neden oldu. Tüysüz, NTV canlı yayınında yaptığı değerlendirmelerde, Türkiye'nin deprem riski taşıyan önemli illerini tek tek sıraladı.
Tüysüz'ün vurguladığı ilk önemli fay hattı, dünyanın en kritik faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı. Bingöl Karlıova'dan başlayarak Karadeniz'e paralel uzanan, Marmara Denizi'ni aşarak Kuzey Yunanistan'a kadar uzanan bu fay hattının, bin 600 kilometrelik uzunluğuyla Türkiye'nin en önemli deprem riski taşıyan bölgelerinden biri olduğunu belirtti.
İkinci sıradaki önemli fay hattı ise Doğu Anadolu Fayı. Bu fay hattı, Bingöl Karlıova'dan başlayarak Hatay'a kadar uzanıp, oradan Ölüdeniz Fayı ile birleşerek Kızıldeniz'e kadar devam ediyor. Toplamda 6 bin 500-700 kilometre uzunluğundaki bu fay hattı, geçtiğimiz yılın acı hatırası olan 6 Şubat ve 20 Şubat depremlerine neden olmuştu.
Tüysüz, Kuzey Anadolu Fayı'nın kırılmamış bir bölümü olan Erzincan'daki fay hattına da özel bir vurgu yaptı. 1939'da büyük bir depremle sarsılan Erzincan, 1992'de Doğu Anadolu Fayı'nın etkisiyle bir kez daha sarsılmıştı. Aralarında kırılmamış bir parça bulunan bu fayın, olası bir depremde 7.2-7.4 büyüklüğünde bir tehlike oluşturabileceğini ifade etti.
Ege Bölgesi'nde ise kısa ancak sık sık depremlere yol açan fay hatları bulunduğunu belirten Tüysüz, her fayın depreme neden olmadığını ancak depremlerin tekrarlanma periyodunu dikkate alarak fay üzerindeki yerleşim yerlerinin tehlikeli olup olmadığını belirlemenin önemine değindi.
İstanbul'a odaklanan Tüysüz, şehirde diri bir fay olmasa bile Marmara Denizi'nden geçen fay hatları nedeniyle ciddi hasar riski taşıdığını söyledi. 1 milyon 160 bin binanın bulunduğu İstanbul'da olası bir depremde 750 bin binanın hasar görmesi, 80-90 bin binanın ise büyük hasar görmesi hatta çökmesi beklendiğini ifade etti.
Son olarak, Marmara çevresinde, Bingöl Yedisu'da ve Kıbrıs'a doğru Hatay açıklarında beklenen depremlere dikkat çeken Tüysüz, bilim ve teknoloji kullanarak binaların depreme dayanıklı hale getirilmesinin önemini vurguladı.
