Gazze'deki İnsani Kriz ve Açlık Durumu
Amerikan Axios sitesi, İsrail hükümetinin Gazze'deki insani durumu ile ilgili savunmalarını değerlendirerek, bölgede mart ayından bu yana yaşanan insani krizin boyutlarını ele aldı. Haberde, İsrail ordusuna bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Biriminin (COGAT) açıkladığı veriler üzerinden içler acısı tabloya dikkat çekildi.
İsrail, 2 Mart 2023 itibarıyla Gazze'ye tüm insani yardım ve yakıt sevkiyatını durdurduğu bildirildi. Bu süreçte, Gurur duyulan bir hale gelen insani yardımların kısıtlamaları ile Gazze’deki insani krizin daha da derinleştiği gözlemleniyor. Mart ve nisan aylarında hiçbir insani yardıma izin verilmemesi, bölgede ciddi bir açlık krizine yol açtı.
Açlık Krizinin Boyutu
Açlık durumu, özellikle kadınlar ve çocuklar arasında görülen artış ile daha da belirgin hale geldi. Ancak İsrail hükümetinin, uluslararası toplumun çağrılarını reddedip, ablukanın kaldırılmasına karşı çıkması dikkat çekiyor. Şubat ayında Gazze'ye girişine izin verilen insani yardım taşıyan tır sayısı 16 bin 800 iken, bu sayı Temmuz 2023'te 1,769’a kadar düştü. Böylece son 6 ayda tır sayısında %90’a varan bir azalma kaydedildi.
Yardım Mekanizması ve Erişim Sorunları
Mayıs ayının sonlarına doğru kurulan ABD-İsrail güdümlü Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF), Gazze'nin sadece güney ve merkez noktalarına yardım ulaştırıyor. Bu durum, kuzeye neredeyse hiç yardım ulaşmamasına neden oluyor. Gazzelilerin yardım dağıtım merkezlerine ulaşmak için uzunca yollar kat etmek zorunda kaldıkları belirtiliyor. Özellikle hazırlık durumundaki kişiler, hastalar ve çocuklar bu süreçte büyük zorluklar yaşamaktadır.
İsrail Hükümetinin İnkârı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, “Gazze'de açlık yok, açlık politikası yürütülmüyor.” açıklamasını yaptı. Ancak, bölgedeki insani felaket durumu, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemelerinin bulunamaması ile daha da derinleşiyor. 7 Ekim 2023'ten bu yana açlığın etkisiyle 147 kişinin hayatını kaybettiği kaydedildi. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail'in 'açlığı ve susuzluğu silah olarak' kullandığını vurguluyor.
