DOLAR
42,55 0%
EURO
49,62 0%
ALTIN
5.757,64 0%
BITCOIN
3.886.440,15 0%

ASO Başkanı Seyit Ardıç: Yüksek faiz enflasyonu kontrol edemiyor, üretime geri dönülmeli

ASO Başkanı Seyit Ardıç, yüksek faiz politikasının enflasyonu durdurmakta başarısız olduğunu, üretime dayalı dengeli politikalar gerektiğini vurguladı.

Yayın Tarihi: 04.11.2025 19:45
Güncelleme Tarihi: 04.11.2025 19:45

ASO Başkanı Seyit Ardıç: Yüksek faiz enflasyonu kontrol edemiyor, üretime geri dönülmeli

ASO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı Antalya'da yapıldı

Antalya'da düzenlenen ASO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'na Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç katıldı. Toplantıda güncel ekonomik gelişmeler, ekim ayı enflasyon verileri ve sanayicilerin beklentileri ele alındı. Ardıç, %3 oranındaki Döviz Dönüşüm Desteği'nin Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğle 6 ay daha uzatılmasını ihracatçılar açısından olumlu buldu.

Küresel belirsizlikler, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik

Ardıç, ABD ve Avrupa Birliği'nin yeni tarifelerinin küresel ticaret ve siyaset üzerinde dönüştürücü etkileri olduğunu belirterek, "Belirsizlik ve öngörülemezlik artık yeni normalimiz" ifadesini kullandı. IMF verilerine atıfta bulunan Ardıç, küresel belirsizliğin tarihin en yüksek seviyesine ulaştığını, güven endekslerinde belirgin bozulma olduğunu ve ekonomik büyüme ile güven arasındaki çelişkiye dikkat çekti.

Dijitalleşme ve yapay zekanın üretimden lojistiğe kadar süreçleri dönüşüme uğrattığını; iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik odaklı politikaların da ekonomilerin geleceğini şekillendirdiğini vurguladı. Küresel tedarik zincirlerindeki kırılmalar ile bölgesel çatışmaların, ülkeleri ortak çözümler aramaya zorladığını ifade etti.

Çin'in yükselişi ve küresel rekabet

Ardıç, Çin'in otomasyon ve akıllı teknolojilerle dünyanın üretim temposunu yukarı çektiğini söyleyerek, "Bu tempoyla devam etmesi halinde 2030'da milli gelir büyüklüğünde Amerika'yı geçebileceği ve 5 yıl sonra kullanılan her iki üründen birinin Çin malı olacağı" öngörüsünü paylaştı. Rekabetin artık tarifeler kadar teknoloji, dijitalleşme, sürdürülebilirlik standartları ve tedarik zinciri teşvikleri üzerinden şekilleneceğini belirtti.

Para politikası, enflasyon ve reel sektör

Ardıç, ekim ayı enflasyonunun aylık %2,55 olarak açıklanmasıyla yılsonu enflasyonunun Merkez Bankası ve OVP tahminlerinin üzerinde kalma olasılığının arttığını belirtti. Merkez Bankası'nın son Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini 100 baz puan indirerek %39,5'e çektiğini hatırlattı ve karar metnindeki "dezenflasyon hızında belirgin bir yavaşlama" tespitine işaret etti.

Ardıç, yaklaşık 2,5 yıldır uygulanan yüksek faiz politikasının uzun vadede maliyetleri artırıp enflasyonu yeniden besleyen bir döngüye dönüştüğünü; üretim maliyetlerinin yükseldiğini, yatırımların ertelendiğini ve krediye erişimin zorlaştığını söyledi. "Tek başına yüksek faiz politikası enflasyonu kontrol altına almakta başarılı olamadığı gibi reel sektörü de nefessiz bırakıyor" şeklinde konuştu.

Üretim daralması ve yapısal reform ihtiyacı

İmalat PMI endeksinin son 19 aydır 50 eşik değerinin altında kaldığını ve bunun üretimde daralmayı işaret ettiğini belirten Ardıç, gıda hariç alt sektörlerin tamamında olumsuz seyrin kalıcı hale geldiğini aktardı. Sanayi üretim endeksindeki sınırlı yükselişin genelleşmediğini ve kapasite kullanım oranlarının %73,8 ile son 5 yılın en düşük düzeylerinde olduğunu vurguladı.

Ardıç, yatırım harcamalarının reel sektör güven endeksinde serinin en düşük seviyelerine gerilediğini ifade ederek, "Mevcut dezenflasyon politikası yapısal reformlarla desteklenmediği sürece üretim yerine ithalatı daha cazip hale getiriyor" uyarısında bulundu. Ülke ekonomisinin itici gücünün üretim, sanayi ve ihracat olduğunu hatırlattı ve ekonomik-finansal istikrarın üretimle uyumlu hale getiren dengeli politikalara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.

Eğitim, teknoloji ve Ar-Ge önceliği

Ardıç, inovasyona açık kültür, güçlü kurumlar, bilim ve teknolojiye yatırım yapan bir eğitim sistemi ile Ar-Ge'ye dayalı üretim modelinin önemini vurguladı. "Sanayicinin rekabet gücünü artık döviz kuru veya işçilik maliyeti değil; teknoloji, Ar-Ge, fikri mülkiyet ve marka belirliyor" dedi.

Dünya Bankası verilerine göre Türkiye'nin işçi başına katma değerinin AB'ye göre %46, OECD'ye göre ise %48 daha düşük olduğunu aktaran Ardıç, farkı kapatmanın yolunun toplam faktör verimliliğini artırmaya yönelik orta ve uzun vadeli Ar-Ge, inovasyon ve nitelikli insan kaynağı yatırımlarından geçtiğini söyledi.

Ar-Ge harcamalarına ilişkin olarak Ardıç, 2002'de 1,2 milyar dolar olan Ar-Ge harcamalarının 2024'te 20 milyar dolara çıktığını, son 10 yılda 10 imalat sanayii koluna 38,5 milyar dolar Ar-Ge harcaması yapıldığını, ancak toplam ihracat içindeki yüksek teknoloji payının halen %3,5 seviyesinde kaldığını belirtti. "Sorun ne kadar harcadığımız değil, nasıl harcadığımızdır" değerlendirmesinde bulundu ve Ar-Ge ile ticari başarı arasındaki köprünün kurulması gerektiğini vurguladı.

Sonuç ve ödül töreni

Ardıç, teknolojiyi sanayiye entegre etme ve katma değeri artırma gereğine dikkat çekerek, aksi takdirde birçok firmanın rekabet gücünü kaybedebileceği uyarısında bulundu. Program, Ardıç'ın konuşmasının ardından Yılın Komiteleri Ödül Töreni ile devam etti.

ANKARA SANAYİ ODASI (ASO) BAŞKANI SEYİT ARDIÇ, "ACİLEN ÜRETİM EKONOMİSİNE GERİ DÖNMELİYİZ. ÜLKEMİZ...

ANKARA SANAYİ ODASI (ASO) BAŞKANI SEYİT ARDIÇ, "ACİLEN ÜRETİM EKONOMİSİNE GERİ DÖNMELİYİZ. ÜLKEMİZ EKONOMİSİNİN İTİCİ GÜCÜ ÜRETİMDİR, SANAYİDİR, İHRACATTIR. BU GÜCÜ KORUMANIN YOLU DA, EKONOMİK VE FİNANSAL İSTİKRARI ÜRETİMLE UYUMLU HALE GETİREN DENGELİ POLİTİKALARDIR" DEDİ.

ANKARA SANAYİ ODASI (ASO) BAŞKANI SEYİT ARDIÇ, "ACİLEN ÜRETİM EKONOMİSİNE GERİ DÖNMELİYİZ. ÜLKEMİZ...

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı