Yaptırımların İran Ekonomisine Etkisi
ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde 2018'de devreye alınan yaptırımlar, İran'ın kırılgan ekonomisini derin bir krize sürükledi. Trump, İran'la imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndan (KOEP) tek taraflı olarak çekilerek, İran'a karşı tarihin en ağır yaptırımlarını uygulamaya başladı. Bu yaptırımlar, Tahran'ın mali durumunu daha da kötüleştirirken, Tahran'ın nükleer programında da geri adım atmadığı gözlemlendi.
Ağır Yaptırımlar ve Ekonomik Sonuçları
ABD, 2018 yılında iki aşamalı yaptırımlarla İran'ın dolar, altın ve değerli madenler gibi enerji kaynaklarına erişimini yasakladı. Bu dönemde Tahran'a ait birçok banka ve şirket uluslararası ticaretin kapsamından çıkarıldı. 2020 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, bu yaptırımların maliyetinin 150 milyar dolara ulaştığını belirtti.
Petrol İhracatındaki Düşüş
Yaptırımlar, İran'ın petrol üretim ve ihracatını büyük ölçüde etkiledi. Nisan 2018'de günlük 3,8 milyon varil ham petrol üreten İran, yaptırımlardan sonra bu miktarın neredeyse yarısını kaybetti. ABD'nin hedeflediği sıfırlama amacıyla İran, petrol ihracatını takas yoluyla gerçekleştirmeye başladı. Ancak bu süreçte gelir kaybı yaşanmakta.
Tümenin Değer Kaybı
İran'ın ulusal para birimi tümenin dolar karşısındaki değer kaybı, Trump'ın yaptırımlarının başlamasından sonra %1100'ü aştı. Mayıs 2018'de serbest piyasada 1 ABD doları 6,500 tümenken, Eylül 2018'de 19,000 tümen seviyesine yükseldi. Bugün ise dolar, 80,000 tümeni aşmış durumda.
Enflasyon ve Alım Gücündeki Düşüş
Yaptırımların etkisiyle İran ekonomisi ciddi bir daralma yaşadı ve enflasyon oranı %52,1'e kadar yükseldi. Asgari ücret, 2018'de 200 dolarlık bir değere sahipken, günümüzde 135 dolara kadar geriledi. Bu duruma bağlı olarak halkın alım gücü önemli ölçüde azalmış durumda.
Trump'ın bıraktığı miras, Biden yönetimiyle birlikte çözülemeyen bir diplomatik krize dönüşmüş durumda. İran, hem iç hem dış meseleleriyle başa çıkmanın yollarını aramaya devam ediyor.