Niyazi Sayın, 'Neyzenlerin Kutbu' son yolculuğuna uğurlandı

Devlet sanatçısı Niyazi Sayın, 98 yaşında hayatını kaybetti; Üsküdar'daki törenin ardından Sandıkçı Şeyh Edhem Baba Tekkesi'nde toprağa verildi.

Yayın Tarihi: 10.10.2025 17:35
Güncelleme Tarihi: 10.10.2025 17:35

Niyazi Sayın, 'Neyzenlerin Kutbu' son yolculuğuna uğurlandı

Niyazi Sayın, 'Neyzenlerin Kutbu' son yolculuğuna uğurlandı

Niyazi Sayın olarak bilinen devlet sanatçısı, neyzen, ebru sanatçısı ve fotoğrafçı Niyazi Sayın, 98 yaşında hayatını kaybettikten sonra Üsküdar'da düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Cenaze namazı, Üsküdar Valide-i Cedid Camii'nde cuma namazını müteakip kılındı ve defin işlemleri Sandıkçı Şeyh Edhem Baba Tekkesi'nde gerçekleştirildi.

Cenaze töreninde taziyeleri, sanatçının doktoru Serhat Onur kabul etti. Törene; İstanbul Valisi Davut Gül, emekli öğretim üyeleri Prof. Dr. Mustafa Kara ve Prof. Dr. İsmail Kara, tarihçi Murat Bardakçı, müzisyen Özer Özel ile Sayın'ın yakınları, sanatçı dostları ve sevenleri katıldı.

Anma ve değerlendirmeler

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Keskin, AA muhabirine yaptığı açıklamada Sayın'ın Türk musikisi için taşıdığı değeri vurgulayarak şunları söyledi:

"Türk musikisinin yaşayan efsanesi olan Niyazi Sayın Hocamızı bugün cuma namazı sonrasında Hakk'a uğurladık, sırlamış olduk. Şu anda burada defin işlemleri gerçekleşiyor. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin. Sayın, Türk musikisinin önemli bir ismi olmakla beraber, aynı zamanda nezaketi ve zarafetiyle bizlere örnek olan kıymetli bir isim, kıymetli bir büyüğümüzdü. Son dönemde büyük isimlerimizi yolcu ediyoruz. Rabbim yerlerini doldursun diyoruz. Niyazi Sayın, 'neyzenlerin piri' olarak gerçekten bu vakte kadar hocalarından aldığı o ilmi yüzlerce, binlerce öğrenci yetiştirerek sonraki nesle aktarmış oldu. Dolayısıyla defteri kapanmayacak diyebiliyoruz. Kültür ve sanat çevresinin başı sağ olsun."

Mimar Celaleddin Çelik, Sayın için "Onu sadece bir müzisyen olarak anmak mümkün değil. Kendisinin sadece müzisyenliğini konuşsak bile yine de Türk müziğinin bu kudrette bir sanatkar görmediğini söyleyebiliriz. Hoca sadece müzisyen değil, müthiş bir şahsiyetti. Bizim neslin ve birçok insanın geçmişle İstanbul kültürüyle bu büyük medeniyetle bağını kuran en önemli figürlerden biriydi. Hoca hakikaten bir çınar gibi yaşadı ve onu bugün 98 yaşında uğurluyoruz." değerlendirmesini yaptı.

İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu Sanat Yönetmen Yardımcısı Bahri Güngördü, Sayın'la 40 yılı aşkın ilişkisinden söz ederek: "Hocamla 1985 senesinde tanışmıştık. Ben kanun, o ney sınıfındaydı. Talebeleri gelmediği zaman hocanın yanına giderdim ve sohbetimiz böyle başlamıştı. Sonra yıllarca musiki ortamlarında birlikte vakit geçirme şansımız olmuştu. Türk musikisinin en önemli entelektüellerinden bir tanesiydi. Hem musiki hem edebiyat hem de diğer sanatlar alanlarında çok iyiydi. İcra ekolünün haricinde talebeleri vardı. Bugün Türk musikisi her noktasında çok iyi gelişim gösterdiyse burada hocanın emeği tartışılmaz." dedi.

Araştırmacı yazar Safiyüddin Erhan ise Sayın'ın maziden aktardığı kültürel atmosferin önemine dikkat çekerek, eserleri ve onu takip eden talebeler aracılığıyla musikinin ruhaniyetli ikliminin devam edeceğine dair umudunu paylaştı.

Hayatı ve sanat kariyeri

Niyazi Sayın, küçük yaşlardan itibaren müzikle iç içe bir hayat sürdü. Ailesinin yönlendirmesiyle okul döneminde armonika çalan Sayın, cami musikisini öğrenme çabası gösterdi. Vatani görevini yaptığı eğitim alayında İstanbul Belediyesi Konservatuvarı'na girdi. Çocukluğunda taş plaklardan dinlediği Tanburi Cemil Bey'in etkisinde kalan sanatçı, 1947'de Mustafa Düzgünman ile tanıştığı ev meşkleriyle musikiye ilk ciddi adımı attı.

Sayın, klasik sanatlardan ebru ve ciltçiliğin yanı sıra fotoğrafçılığı da Mustafa Düzgünman'dan öğrendi. Meşkleri vasıtasıyla tanıştığı Üsküdar Musiki Cemiyeti üyelerinden neyzen Emin Bey'in etkisiyle ney çalmaya başladı ve ilk meşklerini Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Abdülbaki Dede'nin oğlu Gavsi Baykara'dan aldı.

Bir yandan Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne devam eden Sayın, neyzen Süleyman Erguner ile İstanbul Radyosu'nda icra ettiği saz eserleriyle Nevzat Atlığ'ın dikkatini çekti ve 1954'ten itibaren İstanbul Radyosu'nun müzik yayınlarında görev aldı. Öğretim görevlisi ve nefesli sazlar ana bilim dalı başkanı olarak İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda görev yaptı. 1980'de Washington Üniversitesi'nin daveti üzerine tamburi Necdet Yaşar ile birlikte ABD'de eğitim verdi; aynı üniversitede profesör unvanı aldı ve etnomüzikoloji bölümünde dersler ile konserler sundu.

Sanat yaşamı boyunca ebrudan fotoğrafa, tespihçilikten sedef kakmacılığına, elektronikten tornacılığa, gülcülükten ağaç işlerine kadar birçok sanat ve zanaatta ustalaştı. Hocası Halil Dikmen'in ve Tanburi Cemil Bey'in sanat anlayışlarını birleştirme hedefiyle hareket eden Sayın, ney icrasına getirdiği yeni kalıplar ve pozisyonlarla bir dönüm noktası oluşturdu. Musiki dünyasında geleneği kendi içinde yenilediğine yönelik ortak kanaat oluştu.

"Sanat ahlakın uzantısıdır" diyen Sayın, sanatın teknik bilgisinin ötesinde ahlaki bir sorumluluk taşıdığına inanıyor ve sanatını insanlara fayda sağlama amacıyla icra ediyordu.

Sanat çevreleri, onun mirasının talebeleri aracılığıyla yaşatılacağına ve Türk musikisinin zengin geleneğinin bundan sonra da sürdürülmesine dair beklenti ve ümitlerini paylaşıyor.

"Neyzenlerin Kutbu" olarak bilinen devlet sanatçısı, neyzen, ebru sanatçısı ve fotoğrafçı Niyazi...

"Neyzenlerin Kutbu" olarak bilinen devlet sanatçısı, neyzen, ebru sanatçısı ve fotoğrafçı Niyazi Sayın Sandıkçı Şeyh Edhem Baba Tekkesi'nde toprağa verildi.

"Neyzenlerin Kutbu" olarak bilinen devlet sanatçısı, neyzen, ebru sanatçısı ve fotoğrafçı Niyazi...

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı