Fransa'da Borç Baskısı ve Kemer Sıkma Karşıtı Grevler Sosyal Huzursuzluğu Derinleştiriyor

Fransa'da bütçe kesintilerine karşı sendika grevleri ve sokak eylemleri artıyor; borç oranı, kredi notu düşüşü ve siyasi bölünme ekonomik baskıyı yükseltiyor.

Yayın Tarihi: 18.09.2025 13:06
Güncelleme Tarihi: 18.09.2025 13:06

Fransa'da Borç Baskısı ve Kemer Sıkma Karşıtı Grevler Sosyal Huzursuzluğu Derinleştiriyor

Fransa'da artan sosyal huzursuzluk ve sokak eylemleri

Fransa'da sendikalar, kamu borcunu azaltma gerekçesiyle devlet yardımlarının kısıtlanmasına karşı ülke genelinde sokaklara çıktı. İktidarın kemer sıkma politikalarına karşı başlatılan eylemler, başta eğitim, sağlık ve toplu taşıma olmak üzere çok sayıda sektörde hissedilen yaygın grevlere dönüştü.

Başkent Paris ve çevresinde toplu taşıma grevi nedeniyle metro ve otobüs seferlerinde çok sayıda iptal yaşanırken, banliyö trenlerinde de aksamalar oldu. Sendikalar ve muhalif gruplar, 10 Eylül tarihindeki eylemler sonrasında bugün yeni bir eylem dalgası başlatma kararı almıştı.

Grevin kapsamı ve gündelik hayata etkileri

Önde gelen işçi sendikalarının çağrısıyla düzenlenen grevlerde eğitim, sağlık ve ulaşım gibi temel hizmetlerde kesintiler görüldü. Bu durum, kent içi ulaşımın aksamasının yanı sıra kamu hizmetlerine erişimde zorluklara yol açıyor ve sosyal huzursuzluğun yayılmasına katkı sağlıyor.

Fransa'nın borç yükü ve bütçe dengesi

Ülkenin kamu borcu, GSYH'nin %113,92030'a kadar %128'in üzerine çıkabileceğini öngörüyor. Fransa'nın toplam borcu 3 trilyon 345 milyar avro seviyesinde bulunuyor.

Bütçe açığı ise 2024'te Avrupa Birliği'nin belirlediği %3 sınırının yaklaşık iki katına ulaştı. Paris yönetimi, AB kurallarına 2029'a kadar uymayı hedeflese de uzmanlar, ek kesintiler olmadan bu hedefin gerçekleştirilmesini olası görmüyor.

Bu ay Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Fransa'nın kredi notunu "AA-"den "A+"ya düşürmesi, ülkenin borçlanma maliyetlerini artırarak hükümetin bütçe hazırlık sürecine ek baskı oluşturuyor.

Siyasi kriz ve ekonomik politika tartışmaları

Hükümet, kemer sıkma önlemleri konusunda hem sokakta hem de parlamentoda yoğun baskı altında. Parlamento üç siyasi kampa bölünmüş durumda; artık hiçbir parti tek başına çoğunluğu elinde tutmuyor. Merkez sağ parti, sosyal yardımların kısıtlanmasına karşı çıkan aşırı sol ve aşırı sağ arasında sıkışmış bulunuyor. Bu siyasi bölünme ekonomik sorunların çözümünü zorlaştırıyor.

Eleştirmenler, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un son yıllarda uyguladığı vergi indirimlerinin borcu artırdığına dikkat çekiyor. Ayrıca önceki hükümetlerin, halkın satın alma gücünü ve şirketlerin rekabet gücünü koruma gerekçesiyle borç sorununu erteledikleri yönünde eleştiriler sürüyor.

Sosyal harcamalar ve uzun vadeli riskler

Fransa'da kamu harcamaları ve sosyal ödeme yükü yüksek seyrediyor: hükümet harcamaları geçen yıl GSYH'nin %57,3%40 seviyesindeydi. Emekli maaşları, işsizlere yapılan harcamalar ve kapsamlı sosyal yardımlar, Avrupa ortalamasının üzerinde bulunuyor. Ülkede işsizler 18 aya kadar, belirli koşullarda ise 57 yaşından itibaren 27 aya kadar işsizlik maaşı alabiliyor.

Fransa'nın borcu, ekonominin büyümesinden daha hızlı artarken, bu eğilim Covid-19 salgını sırasında yaşanan ekonomik yavaşlama ve Ukrayna-Rusya Savaşı'nın etkileriyle derinleşti. Bu çerçevede, hem mali disiplin hem de sosyal istikrarı gözeten politikaların dengelenmesi hükümet için temel bir zorluk olmaya devam ediyor.

Öne çıkan veriler: Borç/GYSH %113,9; toplam borç 3.345 milyar avro; IMF 2030 öngörüsü %128+; Fitch not indirimi AA- → A+; bütçe açığı 2024'te AB %3 sınırının ~2 katı.

Yazar
EDİTÖR

Aksiyon Haber Ajansı