FEMA çalışanları, yönetime ilişkin ciddi uyarılarda bulundu
ABD Federal Acil Durum Yönetim Ajansı'nın (FEMA) 180'den fazla çalışanı, kurum içinden Kongre üyelerine ve yetkililere gönderilen bir mektupta, mevcut yönetimin kurumun misyonunu zayıflattığını ve Ağustos 2005'te New Orleans'ı etkileyen Katrina Kasırgası düzeyinde bir felakete yol açabileceğini savundu.
Mektubun içeriği ve iddialar
Washington Post'un haberine göre hazırlanan mektupta, ajans faaliyetlerinin ocaktan bu yana ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ve FEMA yönetici vekili David Richardson gibi "yasal yeterlilik ve yetkiye sahip olmayan" kişiler tarafından yürütüldüğü ileri sürüldü. Çalışanlar, bunun acil durum yönetimi ve ulusal güvenlik dahil olmak üzere ajansın operasyonel yeteneğini zayıflattığını belirtti.
Mektupta ayrıca, Donald Trump yönetimi döneminde FEMA'nın başında Senato tarafından onaylanmış ve yetkilendirilmiş bir acil durum yöneticisi bulunmadığı, kurumun "zarar azaltma, afet kurtarma, eğitim ve toplum programlarını azaltarak ve kısıtlayıcı yeni bir harcama politikası nedeniyle yetkililerin karar almasını engellediği" ifade edildi.
Talepler, uyarılar ve Katrina benzetmesi
Çalışanlar mektupta, mevcut yönetimin uygulamalarının ülkeyi ve kurumu 2005'te 1800 kişinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 180 milyar dolar ekonomik zarara yol açan Katrina öncesi döneme geri döndürebileceğini vurguladı. Mektupta milletvekillerinden FEMA'yı İç Güvenlik Bakanlığı'nın müdahalesine karşı savunmaları, çalışanları "siyasi amaçlı işten çıkarmalardan" korumaları ve daha fazla denetim yapılması istendi.
Mektupta FEMA'nın İç Güvenlik Bakanlığı bünyesinden çıkarılarak yürütme organında bağımsız, bakanlar kurulu düzeyinde bir kurum haline getirilmesi talep edildi.
Çalışanların açıklamasında şu ifadeye yer verildi: "Ülkemize ortak bağlılığımız, görev yeminlerimiz ve felaket öncesi, sırası ve sonrasında insanlara yardım misyonumuz, bizi Kongre'yi ve Amerikan halkını mevcut yönetimin aldığı kararların domino etkileri konusunda uyarmaya zorluyor. Böylece bireysel görev yeminlerimizi yasalara uygun şekilde yerine getirmeye ve misyonumuzun gerektirdiği şekilde ülkemize hizmet etmeye devam edebiliriz."
Mektupta ayrıca, "Bu yönetimin afetlerde iklim bilimiyle ilgili gerçekleri görmezden gelme ve yok sayma kararı, coğrafi, ekonomik veya etnik çeşitliliklerinden bağımsız olarak ulusumuzun insanlarının ve tüm Amerikan topluluklarının emniyet ve güvenliğine karşı açık bir saygısızlıktır." değerlendirmesi yer aldı.
Özellikle düşük gelirli topluluklara ayrılan fonların, eğitimlerin ve diğer yardım araçlarının kesildiğine dikkat çekilen mektupta, bu kesintilerin kısa vadede "maliyet azaltma" görünümü verse de uzun vadede ters sonuçlar doğurabileceği savunuldu.
İç Güvenlik Bakanlığı yanıtı ve kurumun mevcut durumu
İç Güvenlik Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Trump yönetimi, vergi mükelleflerinin parasının gerçekten de yardım etmesi gereken insanlara ve topluluklara ulaşması için hesap verebilirliği ve reformu bir öncelik haline getirdi. Değişim her zaman zordur. Özellikle statükoya yatırım yapanlar için. Ancak bizim yükümlülüğümüz, çökmüş sistemleri korumak değil, hayatta kalanlara karşıdır." ifadelerini kullandı.
Haberde FEMA'nın son aylarda iş gücünün üçte birini kaybettiği ve toplulukların afetlere hazırlanmasına ve afetlerden sonra yeniden inşasına yardımcı olan programların iptal edilmesi de dahil olmak üzere köklü kurumsal değişikliklerle karşı karşıya olduğu belirtildi.
FEMA içinden gelen bu uyarılar, ajansın yapısal konumu, liderlik atamaları ve kaynak tahsisi konularında Kongre ve yetkililer nezdinde yeni tartışmalar başlatma potansiyeli taşıyor.