DPÜ’de Hamza Üstünkaya için anma töreni düzenlendi
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde (DPÜ), Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 'Yaşayan İnsan Hazinesi' unvanına sahip olan ve geçen hafta yaşamını yitiren çini sanatçısı Hamza Üstünkaya için anma töreni yapıldı.
Program ve katılımcılar
Tören, Şehit Astsubay Ömer Halisdemir Kütüphanesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Programa Kütahya Vali Yardımcısı Süleyman Ovalı, Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İsmail Yalçın ve Prof. Dr. Mustafa Arif Özgür, Genel Sekreter Yusuf Çetin, merhum Hamza Üstünkaya'nın yakınları, akademik-idari personel ve öğrenciler katıldı.
Programda Hamza Üstünkaya'nın yaşam öyküsü anlatıldı, hakkında hazırlanan video izlendi ve Kur'an-ı Kerim okundu. Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kazım Uysal, Mazhar Akalınoğlu, Mustafa Kıratlı, Adil Özkan, Gökhan Akça ve Gülseren Üstünkaya Öztuğcu etkinlikte birer konuşma yaptı.
Rektör Kızıltoprak'ın değerlendirmesi
Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak törende, Hamza Üstünkaya için şu değerlendirmelerde bulundu:
Bugün burada bir ustayı değil, bir çağın kapanışını uğurlamak için toplandık. Hamza Üstünkaya, 1 Kasım 2025’te Kütahya’nın toprağına geri döndü. Ama biliniz ki o aslında hiç gitmedi. Çünkü o çiniye öylesine bir ruh üfledi ki, her bir fırın ateşinde onun nefesi, her bir kubbede onun duası, her bir motifte onun gözyaşı ve gülüşü sonsuza dek yaşayacak. Çini, bizim medeniyetimizde yalnızca bir süs değildir. Bir ayet, bir dua, bir aşk mektubudur. Caminin mihrabında 'Ya Hak' diye fısıldayan mavi, türbenin kubbesinde açan lale, sarayın duvarında uçan rumi, bunlar insanı güzellikle hakikate taşıyan merdivenlerdir. Hamza usta bu merdivenin her basamağına kendi ruhundan bir parça koydu.
Düşünün 8 binden fazla desen, 8 binden fazla kez 'Bismillah' dedi. 8 binden fazla kez toprağı sevdi. 8 binden fazla kez 'Allah'ım, bu renk senin rızan için olsun' diye fırına verdi. Ve hiçbiri birbiriyle aynı değildi. Çünkü o Allah’ın her kuluna ayrı bir yüz, her çiçeğe ayrı bir koku verdiği gibi her çiniye ayrı bir hikmet, ayrı bir nefes verdi. Kütahya’nın dar sokaklarında babası Mehmet Usta'nın atölyesinde büyüdü. Okul defteri yerine çini levhalarını, kalem yerine fırçayı, silgi yerine sabrı seçti. Çamurun kokusu onun ilk oyuncağı, sırın parlaklığı ilk ışığıydı. Çocuk yaşta atölyeye adım attığında belki de kaderini değil, bizim kaderimizi çizmişti. O, mirası devralmakla yetinmedi, onu yeniden doğurdu. Geçmişin zarafetini geleceğin diliyle konuşturdu. Toprağa can, renge anlam, sanata ölümsüzlük kattı. Ve en güzelini yaptı. Bu ateşi başkalarına da aktardı. Yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Her biri onun elinden tutmuş birer ışık. Bugün o ışıklar, onun yokluğunda bile Kütahya’nın her köşesini aydınlatıyor. Hamza usta gitti ama çinileri konuşuyor. Bir lale açtığında onun gülüşü açılıyor. Bir rumi kıvrıldığında onun kalbi kıvrılıyor. Bir mavi parladığında onun gözlerindeki o derin Kütahya mavisi parlıyor.
Şimdi bize düşen onun bıraktığı fırçayı yere düşürmemek. Onun 'Bismillah' dediği her desene sahip çıkmak. Onun sabrını, onun aşkını, onun Kütahya’sını yaşatmak. Ey Hamza usta sen toprağa döndün ama senin çinilerin gökyüzünde. Sen sustun ama desenlerin hâlâ dua okuyor. Elveda demiyoruz. Çünkü sen her fırın açıldığında, her çini parladığında bir kez daha aramıza dönüyorsun. Allah rahmet eylesin. Mekânın cennet, çinilerin ebediyete nakşolsun.
Atölye ziyareti ve mevlit
Törenin ardından katılımcılar, kütüphane binası içinde Hamza Üstünkaya adına düzenlenen Çini Tasarım ve Uygulama Atölyesi'ni ziyaret etti. Anma programı kapsamında DPÜ Vakıf Camii’nde mevlit okunarak helva dağıtımı gerçekleştirildi.
DPÜ’DE ÇİNİ SANATÇISI HAMZA ÜSTÜNKAYA İÇİN ANMA TÖRENİ